İslahiye ve Çevresinde Düğün Adetleri ve Evlenme:

İslahiye de evlenme çağı kesin olarak tespit edilmemekle beraber çoğu zaman şehir ve kasabalarda “askerlik yapma” evlenmenin ilk şartı olarak görülmektedir. Köylerde askere gitmeden önce evlenmeler oluyor ise de bu sayı her yıl biraz daha azalmaktadır.

Evlenme çağına gelen ve askerliğini yapıp iş-güç sahibi olan erkek,evlenme arzusunu kapalı bir şekilde kız kardeşine, annesine, bir arkadaşı vasıtası ile babasına bildirir. Çoğu yerde olduğu gibi kızın evlenme arzusu ve isteğini açıklaması ayıp kabul edilir ve çok nadir görülen olaylar sonunda halk deyimi ile böyle olanlara “türkü yakılır”. Evlenecek erkek tarafı, komşuları ve yakın akrabaları ile birlikte durumlarına uygun kız aramaya başlarlar ve görücülüğe giderler. Kız evinin temizliği, intizamı kontrol edilir. Kız beğenilirse ailesinden kesin olarak kız istemeğe gidilir.

Erkek tarafından,erkeğin annesi, babası ,yakın akrabaları ile bir akşam kız evine haber verirler. ”Kızınızı oğlumuza Allah kısmet ettiyse almak istiyoruz” diyerek konuya girerler. Kızın annesi de “Babası ve kardeşlerine soralım, zaman bırakınız. Allah yazdı ise olur.” cevabını verirler. Oğlan tarafı hakkında araştırmalar yaparlar ve uygun görülürse oğlan tarafına bildirirler.

Erkek tarafına ikinci ziyaretlerinde kız tarafı muvafakat cevaplarına :”Allah yazdı ise ne yapalım” denilerek söz kesme ve kahve içmek için bir tarih belirlenir. Tesbit edilen gecede evlenecek kız ve oğlanın yakın akrabaları, anne babası kız evine gelirler. Hal hatır sorulduktan sonra kahve içilir, söz kesilir. Söz kesmede kız tarafı isteklerini bir kağıda yazarak verir,nişan günü tesbit edilir. İlçe merkezinde 3-5 saat süren nişan töreni köylerde 1-2 gün sürer yakın akrabalar, komşular davet edilir. Nişan töreninde kıza altın takılar takılır, misafirlere ikramda bulunulur. Daha sonra düğün tarihi tesbit edilerek hazırlıklarına başlanır, kızın çeyizindeki noksanlar tamamlanır.

Düğün töreni

İslahiye’de günümüzde yapılan düğün törenleri mevsimden, düğün sahiplerinin imkanlarından, bir kısım değer yargılarından dolayı birkaç şekilde yapılır. Düğünden önce kız ve erkek tarafı kendi yakınlarına düğünleri olduğunu "okuntu" ile haber verirler. Bu okuntular akrabalık, yakınlık derecesine göre farklılık arz eder. Çok yakınlara kumaş, elbiselik vb. hediyeler gönderilirken, bu bazen çorap olur, çoğunlukla da adına davetiye denilen zarf içerisindeki kartlarla düğüne davet edilirler.

Genellikle Cuma günü "bayrak dikme" töreniyle düğüne başlanır. Bu bayrağı dikme hakkı ve görevi kirvenindir. Bu bayrak, gerdek gecesi gelin ve damatın halvet olmasından sonra, gün doğmadan evvel dikildiği yerden geri indirilir.

Cumartesi ve pazar günü öğleye kadar genellikle davul-zurna eşliğinde eğlence tertip edilerek, gelen misafirler hem ağırlanır, hem de eğlenirler.

Cumartesi günü akşamı, kına gecesi tertip edilir. Bir engel yoksa bu kına kız evinde yakılır.

Pazar günü öğle yemeğinde sonra erkek tarafı konvoy halinde kız evine giderek gelini alırlar. Düğün günü ikindiden sonra gelin kızın odası hazırlanır.Getirdiği çeyizler serilir.

Arkadaşları(Sağdıç) tarafından yatsı namazında camiye götürülen damat,namazdan sonra eve getirilir.

Tanımlar ve Yabancı Sözcükler:

Güvey  : Evlenmekte olan bekar erkeğe verilen ad.
Meskun  : İnsan oturan,şenelmiş.
Kalpak  : Hayvan postundan veya buna benzer bir kumaştan yapılmış başlık.
Aba  : Kalın kumaş.
Tılsım  : Esrarlı ve doğa üstü bir güç taşıdığına inanılan nesne.
Muvafakat  : Uygun görme,onama.
Çeyiz  : Gelin için hazırlanan her türlü eşya.
Töre  : Adet ve ahlak.
Adak  : Adamak eylemi veya adanan şey.
Asalet  : Soyluluk,asillik.
İhsas  : Haber verme,anlatma.
Tetkik  : İnceleme.
İntizam  : Düzen

.

Savaş EKİCİ tarafından yapılan çalışma da aşagıdaki gibidir


Gaziantep, halk kültürü alanında çalışan birçok derlemci ve araştırmacıya geniş bir çalışma alanı olmuştur. Halk kültürü konusundaki bu çalışmaların büyük bir çoğunluğu Gaziantep’in merkezinde, Kilis, Nizip ve Oğuzeli ilçelerinde yapılmıştır. Gaziantep’in özellikle batısında bulunan İslâhiye, Nurdağı ilçe ve köylerinden oluşan bölge ise, yapılan bu araştırma ve derlemelerden yeterince nasibini alamamıştır. Yapılan bu araştırma ve derleme çalışmaları sonucu Gaziantep’e ait toplam 112 adet türkü ve halk ezgisi repertuara geçmiştir. Bunlardan dört tanesi Kültür Bakanlığı, Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanmış diğer 108 adedi ise T.R.T Repertuarında bulunmaktadır. Yayınlanan 112 adet halk ezgisinden sadece bir uzun hava İslâhiye yöresine aittir.

Bu düşünce ve tespitlerden yola çıkarak 17–24 Temmuz 1994 tarihleri arasında İslâhiye ilçe ve köylerinde evlenme ve düğün adetleri, halk müziği ve oyunları konusunda alan araştırması ve derleme çalışmaları yaptık.

Adını 1868 yılında Adana Valisi Derviş Paşa, huzuru sağlamak için Fırka-i İslâhiye Osmaniye ordusu ile birlikte yöreye gelerek aşiretlere tapu dağıtmış ve burada oturmalarını sağlamıştır. İlçenin adı da Derviş Paşa ile birlikte gelen ordunun adından dolayı İslâhiye olarak kalmıştır. Lalahiye Ovası dışında oldukça dağlık bir alana sahiptir. Köylerinin bir kısmını dağ köyleri, bir kısmını ise ova köyleri oluşturmaktadır. Dağ köylerinin büyük bir çoğunluğu geçimlerini hayvancılıkla sağlarken daha sonraları bunun yerini yavaş yavaş bağcılık almaya başlamıştır. Ova köyleri ise geçimlerini daha çok çiftçilik yaparak sağlamaktadır. Bunlardan başka ilçe merkezinde “Aydınlı Aşireti” çadır ve yayla hayatı yaşayarak hayvancılık ile uğraşmaktadır.

Düğün adetlerine geçmeden önce İslâhiye’deki evlenme adetlerinden biraz söz etmek istiyoruz. Bölgede evlenmeler çoğunlukla görücü usulü ile yapılmaktadır. Evlenecek gençlerin düğün gününe kadar birbirlerini görmeleri kesinlikle yasak ve ayıp karşılanmaktadır. Kız ile oğlanın düşünce görüşleri alınmadan kızın ve oğlanın ailelerinin olumlu görmeleri halinde evlilik yapılmaktadır. Nadir de olsa eskiden beşik kertme usulü evliliklerin de yapıldığı tespitlerimiz arasındadır.

Bunun dışında bugün görülmeyen ve çok eskiden özellikle dağ köylerinde din ile ilgileri olmayan, daha çok eşkıyalık gibi olaylara adları karışan ve kendilerine mürit denilen kişiler bulunmakta ve bu müritlere uyan kişilere ise ihvan denilmekteymiş. Müritlerin bir ihvanın kızını hiçbir kimseye sormadan diğer bir ihvanın oğluna götürerek nikâh yaptırdığı ve bu tür evliliklerin de olduğu Hasan lök köyündeki tespitlerimiz arasındadır.

Bölgedeki düğünler çoğunlukla köylünün işinin bittiği veya az olduğu sonbahar aylarında yapılmaktadır. Köylerdeki evlenme çağı eskiden 24–25 iken daha sonraları bu yaş 15–20 arasına düşmüştür. Oğlu evlenme çağına gelen anne ve baba kendi ailelerine uygun kız aramaya başlamaktadırla