Bizim çocukluğumuz başkaları gibi değildi,biz hiç yok-yoksulluk görmedik,it taşlamadık,bunalıma girmedik,kötü alışkanlıklarımızda yoktu,karnımız acıksa muhakkak bir parça ekmek verecek arkadaşımızın bir evi vardı,zenğinlikler içinde bir çocukluk yaşadık.Bizim top oynayıp maçlar yaptığımız bir sahamız vardıki bir bilseniz taşlı topraklı,öyle rampa bir yerdiki, altıda (6)devre onikide (12)maç biterdi,kıran kırana maçlar olurdu, bu sahadan İSLAHİYE SPOR’a birçok futbolcu yetişti Demirci Alaattin ustanın oğlu kaleci AYDIN,MUSTAFA BAYRAKTAR,Sinemacı ZEKİ’nin oğlu KEL FARUK,UĞUR YAŞAR,ALİ BAYRAKTAR,HAZELLE’nin oğlu İBRAHİM YUŞAN,Kitapçı AHMET YAŞAR’ın oğlu NEJDET YAŞAR,Öğretmen KEMAL KARLI’nın oğlu CEMAL ve CENĞİZ KARLI DR.ABDURRAHMAN’ın oğlu KUBİLAY daha ismini yazamadığım bir sürü çocuk,bu zor sahada oynamak için can atar,erken gelen yer kapardı.Diğer taraftaki boş arsalarda da gülle,uzun eşşek,birdirbir,çelik-çomak,güvercin takla,kör ebe,saklambaç,yakan topu,istop,mendil kapmaca,ip atlama gibi çocuk oyunları kızlı erkekli gruplar halinde,aç susuz yorulmak bilmeksizin bağrış,çağrış içinde oynanırdı.Bazı çocuklar izledikleri karate filmlerinden etkilendiklerinden evlerin çatısından söktükleri kiremitleri ellerinin acımasına bakmadan, en fazla kiremiti kim kıracak yarışına girerdi.Her grubun iyi bir oyuncusu olurdu,bunların içinde birisi vardıki en iyi ıslıgı o çalar,en güzel kahkahayı o atar,küfürün kralını eder,en güzel yalanı söyler,en iyi hayali o kurardı,gülle oyununda bir efsaneydi onu kimse utamazdı,inattı,kimseyle kavğa ettiğini görmedim bütün çocuklar onunla arkadaşlık etmek,ondan bir şeyler öğrenmek isterdi.gönlü bol,kalbi tertemizdi,hayatta yapılacak herşeyi yaptı,o çocuk yaşta kaçağa bile gitti,mayınlı sahalardan geçti, doğuştan ağzı eğriydi,hiç dert etmezdi umrunda değildi,çocukların en zenğiniydi.Sevğili AFAT nur içinde yat.İSLAHİYE’DEN SEVĞİLERLE.